AK Parti Sözcüsü Çelik’ten Gazze açıklaması: İnsani ve bölgesel çatışmayı tetikleme açısından korkunç sonuçları olacak
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Yönetim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Konuşmasını İsrail’in Gazze’deki katliamına ayıran AK Partili Çelik, günlerdir masum insanların hayatını kaybettiğini vurguladı.
AK Parti Üyesi Çelik, şunları söyledi: “Gazze’de olaylar devam ederken insani durum gözlerimizin önünde daha da kötüleşiyor. Bu kapsamda Cumartesi günü İstanbul’da Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla büyük bir miting düzenlenecek. Milletimizin taleplerini hep birlikte büyük bir insani ve vicdani duruş olarak ortaya koyuyoruz.” Maalesef hastanelerin altyapısı tahrip edildi. Hastaneler yaralı ve hastalara hizmet veremiyor. Sivil toplum kuruluşları tarafından adeta soykırım olarak nitelendirilen eylemler tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor. Öldürülen Filistinlilerin sayısı 5 bini aştı. Bunların yarısı çocuk. Bunların neredeyse beşte biri kadın. Günlerdir saf insanlar bombalanıyor. Hayatlarını kaybediyorlar.
Yaralıları tedavi edecek sağlık altyapısı bulunmadığı için Gazze, tüm insanların sınandığı, felaketlerin ardı ardına yığıldığı bir yer haline geldi. Batılı hükümetler Filistinlilerin yürüyüşünü engellemeye çalışıyor. Allah’a şükürler olsun ki vicdanlı insanlar asalet ve asalet göstererek, mazlumların yanında yer aldıkları büyük yürüyüşler gerçekleştiriyorlar. Batılı liderler düzenli olarak İsrail’i ziyaret ediyor. Hepsinin ezberlediği cümle; İsrail’in kendini savunma hakkı var. Kuşkusuz her egemen devletin kendini savunma hakkı vardır. İsrail’in savunma hakkı çocukları öldürmek değildir.
Batılı liderler İsrail’in kendisini savunma hakkından bahsederken aynı zamanda çocukların ve masum sivillerin hayatlarını savunma hakkından da bahsetmeliler. İsrail’in kendini savunma hakkından bahsedip bu cümleyi yanlış bırakmak, ‘Daha çok katliam yapıyorsunuz’dan başka bir anlam ifade etmiyor. Masum çocukların ve sivillerin cesetleri üzerinden kendilerini savunma hakları olduğunu söylerseniz bu daha fazla insan öldürün demekten başka bir şey değildir. Bütün dünya günlerdir kara operasyonunun ne kadar vahim sonuçlar doğuracağını tartışıyor. Hem insani açıdan hem de bölgesel bir çatışmayı tetikleme açısından.
Günlerdir insanların üzerine bombalar yağıyor. Sanki bu normalmiş gibi, kara harekatının sonuçlarının ne olacağına dair değerlendirmeler mevcut durumu normalleştirmeye çalışıyor. Gazze’nin ıssız bir araziye dönüştürülmesi insanlık dışı bir durumdur. Gazze zaten bir açık hava hapishanesidir. Şimdi 2007’den bu yana dünyanın en ağır koşulları ve dünyanın en uzun işgali devam ederken, kime sorsanız ‘biz iki devletli çözümden yanayız’ diyor. Bir uygulama protokolü ve planı var mı? İki devletli çözümün artık bir eylem planı çerçevesinde tartışılması gerekiyor. İşgali yok sayarak bu bölgede barışı veya normalleşmeyi sağlamak mümkün değildir. İşgal devam ettiği sürece bu çatışmalar belirli aralıklarla yaşandı ve artık daha ciddi bir noktaya ulaştı.
Sorunun analizi askeri değil; Bu politiktir. Bugünkü çatışmaları ortaya çıkaran durum bu işgal sonucunda ortaya çıkmıştır. İşgal sona ermeden başkenti Kudüs olan iki devletli bir devlet kurulmadan bu sorunun çözülmesi mümkün olmayacaktır. İşgal devam ettiği sürece bu olumsuzluk olumlu, anlamlı bir siyasi çözüme dönüşmedikçe gerilimlerin devam etmesi mümkün değildir. ABD kurallara dayalı düzenden bahsediyor. Bunun için herkesin hukuk çerçevesinde hareket etmesi gerekiyor. Çocukları öldürme hakkını savunanlar, kurallara dayalı uluslararası düzenin en büyük provokatörleridir. Yapılacak ilk şey neydi? Bu sorunu barışçıl bir zihinle ve analitik kapasiteyle nasıl çözebileceğimizi düşünmek gerekiyordu. ABD’nin ilk yaptığı oraya savaş gemileri ve uçak gemileri göndermek oldu.
Hem kurallara dayalı düzenlemeyi konuşacaksınız hem de askeri yetkilileri bir yere göndereceksiniz ki daha çok insan öldürsünler. Bunun bölgede çatışmaları tırmandıracak yanlış odaklı bir yaklaşım olduğunu herkese gösterdiler. Amerikalılar, bu bombalamalara karşılık olarak uçak ve savaş gemileri göndererek, askeri yetkililer göndereceklerini söyleyerek çatışmanın derinleşmesine katkıda bulunmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Netanyahu, “Öyle şeyler yapacağız ki Ortadoğu haritası değişecek” dedi. Burada yaşananlar, saldırıya sadece cevap vermek yerine, bunu fırsata çevirerek başka planları hayata geçirmeye çalıştıklarını gösteriyor.